1960 Chrysler 300F-A Muscle Car’ların atası… 1950li ve 1960’lı yıllarda “300” denildiğinde performans akla geliyordu.
Bu aile araçları inanılmaz ağır olmalarına rağmen gösterdikleri performans sizi kolayca şaşırtacaktır. Neden Amerikanların atası (ya da Muscle Car efsanesinin başlangıcı) dendiğini kolayca anlayabilirsiniz.
Önceleri “300” ismi 331 beygirlik Hemi motoru sayesinde Nascar pistlerinde performans anlamına geliyordur. 1955 yılında Hemi motorlu 300’ler AAA Ulusal Şampiyonasını ve Nascar şampiyonluklarını aldılar.
1956 yılına gelindiğinde 354ci’lik Hemi motorlu 300’ler Daytona kumlarında birçok rekor kırdı. 1957 yılına geldiğinde motor hacmi gene artmış ve 392ci Hemi motor kullanılırken 1959 yılında 300E modelinde 413ci’lik Wedge motoru kullanılıyordu ve 400hp’lik inanılmaz bir güç üretiyordu.
Yazımızın konusu 1960 300F modeline geldiğimizde ise bizi devasa açılı büyük kanatlar ve dev stoplar karşılıyordu.
Artık bu model Nascar yarışlarında boy göstermese de Daytona’da yapılan yarışlarda 145mil/s ( 232 km/s) gibi bir son hıza çıkarak hep ilk 6’da olmuştur.
1960 yılında yeni Ram Induction sistemi ile motorun 2 yan tarafına yerleştirilmiş karbüratörler ve uzun çapraz hava kanalları ile 413ci’lik standart motordan 375 beygir güç üretmeyi sağlıyordu.
F versiyonu yaklaşık 2.100 kg, lastik aralığı 315cm ve 5,5metrelik toplam uzunluğu ile tam bir devdi. Fren sistemi hidrolikti, disk frenler yoktu fakat 4 tekerlekte kampanya tipi fren bulunmaktaydı.
Bu modele özgü bir detayda arka bagaj kapağında bulunan bagaja monte edilmiş gibi duran stepne idir. Sadece bu yıla özgüdür.
Aracın içi deri koltuklar, kolay çıkışı sağlayan “swing-away” ön koltuklar ve çift renkli keybetli bir panel ile lüksü her açıdan sunuyordu.
Üstteki fotoda o yıllarda Chrysler’in çok sevdiği butonlu şanzımanı görebilirsiniz. Konrol panelinde toplam 15 buton (düğme) bulunuyordu. Grupladığımızda ise 6 buton radyo için, 5 tanesi klima için ve 5 tanesi de şanzıman içindi.
Wedge motorun en büyük özelliklerinden biri ürettiği inanılmaz tork’tu. Motordan alınan torkun yüksek olması vites küçültmenize gerek bile kalmadan hızlanmanıza olanak sağlıyordu. Motor sürekli olarak normal devirlerde kullanılabiliyordu.
Şanzımanı 3 ileri otomatik olan Torque-Flight’dı. Diferansiyeli ise 3.31 oranlı Sure Grip’ti..